İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin, fonsiyonel gıdaların doğru şekilde kullanıldığında toplum genelinde hastalık görülme sıklığını azaltabileceğini, sağlık harcamalarını düşürebileceğini ve yaşam kalitesini artırabileceğini belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, fonksiyonel gıdalar, hastalıklar oluşmadan önce korunmayı, yaşam kalitesini yükseltmeyi ve daha uzun, sağlıklı bir ömür sürmeyi amaçlayan bireylerin destekleyici bir unsuru olarak öne çıkıyor.
Hızlı yaşam temposu, işlenmiş gıdaların yaygın tüketimi ve çevresel stres faktörleri, bağışık sistemini zayıflatıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar, günlük yaşamda sağlıklı beslenmeye bazen yeterince zaman ayıramıyor. Bu noktada, doğru içeriklerle hazırlanan fonksiyonel gıdalar devreye giriyor.
Bu gıdalar, yüksek besin değerinin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirme, yaşlanmayı geciktirme, kronik hastalık risklerini azaltma gibi sağlık üzerinde olumlu etkiler sunuyor.
Market raflarında "zenginleştirilmiş" ya da "sağlık destekleyici" etiketleriyle satılan birçok ürün, fonksiyonel gıda kategorisine giriyor. Bunların bazıları doğrudan sağlık desteği sunarken, bazıları koruyucu etkiye odaklanıyor.
Demir, folik asit veya kalsiyum takviyeli kahvaltılık gevrekler, Omega-3 ile zenginleştirilmiş süt ürünleri ve balık yağları, antioksidan içeren bitki özlü içecekler, bağışıklık destekleyici probiyotik yoğurtlar, lif oranı yüksek, sindirim sistemine faydalı ekmek ve atıştırmalıklar, bu kategorinin öne çıkan örnekleri arasında bulunuyor.
- Dönüşüm gerçekleşiyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Fikrettin Şahin, fonksiyonel gıda sektörünün sadece bireysel değil, toplumsal sağlığı da doğrudan ilgilendiren bir dönüşümü gerçekleştirmeye devam ettiğini aktardı.
Karın doyurmanın yanı sıra sağlıklı kalmak için beslenmenin önem kazandığına değinen Şahin, "Tüketici artık daha bilinçli, araştırmacı ve talepkar. Bu da gıda sektörünü değişime zorluyor. Fonksiyonel gıdalar, bu dönüşümün merkezinde yer alıyor." ifadelerini kullandı.
Şahin, tüketicilerin raflarda sadece lezzet aramadığını, gıdaların içeriğinde omega-3, probiyotik, antioksidan, vitamin ve mineral gibi fonksiyonel bileşenler olup olmadığını incelediğini ve bu farkındalığın, gıda alışverişlerinde etiket okuma alışkanlığını da yaygınlaştırdığını vurguladı.
Fonksiyonel gıdaların halk sağlığını destekleyen araçlar olarak düşünülmesi gerektiğini belirten Şahin, bu gıdaların doğru şekilde kullanıldığında toplum genelinde hastalık görülme sıklığını azaltabileceğini, sağlık harcamalarını düşürebileceğini ve yaşam kalitesini artırabileceğini ifade etti.
Fonksiyonel gıda tercihinde dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalara değinen Şahin, şu tavsiyelerde bulundu:
"Etiket okuyun çünkü içerik listesi, ürünün fonksiyonelliği hakkında en net bilgiyi verir. Yapay katkılardan uzak durun, gerçek fonksiyonel gıdalar genellikle doğala en yakın formdadır. Bilinçli olun, her 'sağlıklı' ibaresi, bilimsel temele dayanmaz. Bilimsel çalışmaları destekleyen ürünleri tercih edin. Fonksiyonel gıdaları takviyeyle karıştırmayın, bu gıdalar günlük beslenmenin bir parçası olmalı ve ilaç yerine kullanılmamalı. Miktar değil, kalite önemli. Az ama etkili bileşen içeren ürünleri seçin. Yaşa göre tercih yapın, her yaş grubunun ihtiyaç duyduğu içerikler farklı."
Fonksiyonel gıdaların tarım veya ekonominin yanı sıra doğrudan halk sağlığı ve yaşam kalitesiyle ilişkili olduğuna işaret eden Şahin, "Her birey, alışveriş sepetini doldururken aslında kendi geleceğini şekillendiriyor. Bu nedenle bilgili olmak, bilinçli tüketmek, fonksiyonel gıdalara yönelmek, artık bir tercih değil, zorunluluk." değerlendirmesinde bulundu.
